Bir önceki bölümde değişime etki eden faktörleri bir görselde görüntülemiştik. Bu görseli yeniden ele alıp değişime etki eden faktörleri inceleyerek yazımıza devam edelim.
Değişimde Çevre Faktörü:
Değişim bir vakum içinde yer almaz ama değişimin nasıl oluşacağını ve nasıl başarılı olacağını bir takım durumlar belirler. Bu bağlamda ilgili faktörler 3 bölümden oluşur;
- Değişikliklerden etkilenen bireyler
- Bireysel çalışılan organizasyonlar/şirketler
- Örgütün faaliyet gösterdiği dış çevre
Bireylerin,
değişen proje yapısıyla birlikte verilen eğitim ve benzeri destekler ile daha
olumlu bir davranış sergilemeleri sağlanabilir.
Organizasyonların
bazı bölümleri proje kapsamında yer alabilirken, bazı yönleri aynı kalabilir.
Proje kapsamında ve organizasyonun
kültürüne bağlı kalarak bu değişim işlemleri kapsam dışındaki işlemleri ve fonksiyonları
da kapsayabilir.
Dış çevre
faktörü ise, proje kontrolünün daha da
altında yer almaktadır.
Yani bizim esasen burada
çekirdek olarak ele almamız gereken, bir değişim sürecinde çarkın en küçük
parçasının yani bireylerin değişime ayak uydurabilme yetisinin önemidir.
Aslında konumuzun büyük bir bölümü bunun üzerinden devam edecek.
Burada
bahsetmiş olduğumuz bu kavramları daha detaylı ele alalım.
Dış Çevre Faktörü:
Dış çevre faktörü,
organizasyon dışındaki tüm etkileri kapsar. Dış çevre değişim bakış açısı
bakımından önem taşır çünkü genellikle değişim için gerekli olan itici güç dış
çevredir.
Daha geniş
kapsamlı dış çevre, genellikle “Pestle Framework” olarak nitelendirilir ya da
özetlenir.
"Business Domain" ise bu bireysel bölümlerden,
gruplardan ve organizasyonun iletişim içerisinde olduğu diğer
organizasyonlardan oluşur.
Yeni
teknolojiler için yapılan geliştirme ve hazırlık süreçlerinin cazipliği bağlı
olunan organizasyonun, rakiplere karşı daha etkili – etkin olmasından gelir.
Genellikle, organizasyonun dış
çevredeki rakiplerinin piyasada uyguladığı ya da pazarda uyguladığı hareketler,
değişimin başlıca sebebi ve tetikleyicisidir. Değişimin öncüsü olmak ve daha
doğrusu başarılı bir değişimin öncüsü olmak dış çevrede belirli bir yer
edinmede büyük rahatlık sağlayacak, şirketin yerini sağlama alacaktır.
Şirket İçi Faktörü:
Bir örgütün, değişikliklerden
etkilenebilecek en önemli unsurlarını düşünelim; bunlar ana hatlarıyla şu
şekilde listelenebilir;
- Örgüt Stratejisi
- Örgüt Yapısı
- Kaynaklar
- Değişim Deneyimi
Sırasıyla bu unsurlara
değinelim.
Örgüt Stratejisi:
Strateji, dışarının talepleri
veya istekleriyle içerinin iş yapabilme kapasitesinin eşleştirilmesi ve ortaya
çıkan sonuç üzerinden izlenen politika olarak nitelendirilebilir.
Dışarıdaki değişimler sonucu
yaratacağımız strateji, bize bu değişimlerle aramızdaki farkı hesaplamamıza
yardımcı olacaktır.- İyi düşünülmüş ve yaratılmış strateji kararlıdır.
- Devamlı değişmez. Bu en önemli özelliğidir.
- Değişim durumlarına adapte olmak zorundadır ve güncellenmeye açık olmalıdır.
Örgüt
Yapısı:
Organizasyonun yapısı,
değişimin fizibilite etkilerinin dışında direkt olarak da mevcut değişim
sürecinden etkilenebilir. Farklı yapılara sahip kuruluşlar, olası
değişiklikleri kontrol etmek için, yine farklı yetilere sahip olmak
zorundadırlar. Aksi takdirde uyum süreçleri daha uzun ve sancılı geçecektir.
Yapısal
olarak değişim süreci ele alındığında, danışmanlık şirketleri, medya organları
ve bazı mühendislik kuruluşları; proje yaklaşımlarını, organizasyonu değişime
alıştırma amacıyla dizayn eder. Yani ana amaç organizasyonu değişime
alıştırmaktır.
Kaynaklar:
Organizasyon kaynakları ve bu
kaynakların nasıl yönetileceği, sertten esneğe doğru farklılık gösterir.
Bizim kaynaklarımızı doğru
yönetebilmemiz altta listelediğimiz maddeleri bildiğimiz anlamına gelir ki
bunlar;
- Hangi kaynaklara sahibiz?
- Bu kaynaklarla neler yapabiliriz?
- Bu kaynaklar belirli bir değişiklik girişimini desteklemek amacıyla nasıl geliştirilmelidir?
Bir organizasyonun en temel ya
da merkezi kaynakları çalışanlarıdır. Eğer çalışanların hangi yeteneklere sahip
olduklarını bilirsek, onların olası bir değişim sürecine ne kadar uygun donanımlarla
sahip olduklarını anlayabilir, tartabiliriz.
Değişim Deneyimi:
Başarı, başarıyı besler; bir
önceki başarı ile tamamlanmış değişim projesi, bize bu işi yeniden yapabilmemiz
için özgüven kaynağı olacaktır. Ayrıca, ilk değişim girişimlerimiz, bize
yeteneklerimizi ve tekniklerimizi geliştirmede önemli rehberler olacaklardır.
Bu sayede eksiklerimizi ya da tam olduğumuz yerleri görebilecek ve eksik
olduğumuz yerleri belirledikten sonra bu eksikleri giderme yoluna daha rahat
gidebilmemizi sağlayacaklardır. Tabi bu yaklaşım, daha önceden gerçekleştirmeye
çalıştıkları değişim süreçleri için büyük çaba sarf edip, olumlu sonuçlar
alamayan insanlar içinse kötü bir yaklaşım olarak görülebilir.
Ancak göz
ardı edilemeyecek bir tehlike vardır ki bu önemli değişiklikler, değişiklik
yapılacak alan ile ilgili büyük taahhütler ister.
Daha
önceden yaşanılmış kötü tecrübeler ise bu yolda daha önceden de bahsettiğimiz
gibi en zararlı etkilerden biridir. Çünkü bu başarısızlıklar bir kehanet gibi
şu cümleleri akla getirir ve bu cümleler atik bir dönem gerektiren değişim
süreci için hayli yorgun ve ümitsizdir.
“Bu değişim girişimlerini daha
önce de görmüştük, o zaman da çalışmamışlardı, şimdi de çalışmayacaklar.“
Şimdi değişimi etkileyecek olan bir başka faktör olan "bireysel faktörler" ile devam edelim.
Bireysel Faktörler:
Değişim,
yeni ya da değişik işlemleri yürüten ve It Sistemleri ile çalışan insanlarla
uygulanır.
Paydaşların, değişimin
başarısı üzerinde önemli etkileri olacaktır. Bu insanların değişim projesi
üzerindeki reaksiyonları, değişimin başarısı üzerinde önemli etki
sağlayacaktır. Bu bakımdan değişim projesine başlamadan önce şunları iyi
anlamak gerekir;
- Paydaşlar kimlerdir?
- İlgili oldukları konuların yapısı nelerdir?
- Olası bir değişim için verecekleri tepkiler nelerdir?
Maslow un
ihtiyaçlar hiyerarşisini örnek bir yaklaşım olarak görebiliriz. Bu konu
üzerinde detaylı bir araştırma yapmak çok daha iyi olacaktır ama genel olarak
değinirsek eğer.
Burada da
gördüğümüz gibi, tabanda yer alan fiziksel gereksinimler insanın yeme içme gibi
durumlarını ya da ihtiyaçlarını bize gösteriyor ve insan ihtiyaçlarını önce
buradan başlayarak belirlemeye başlıyor yani buna hayatta kalma içgüdüsü de
diyebiliriz aslında. Bunu sağladıktan sonra ise kendini tehlikeden uzak tutma ve
fiziksel olarak doygun ve tehlikeden uzak olarak görmek istiyor ve ikinci bloğa
bununla geçiyoruz. Daha sonra ise ruhsal ihtiyaçlar belirleniyor ve üçüncü
bölümde bunları görüyoruz, bir gruba ait olma hissi, aşk gibi duyguların öne
çıktığı bölümümüz.
Ama bizim için esas önemli olan diğer en üst derecede yer
alan 2 basamak bunlar ise;
- Kendini gerçekleştirme ihtiyacı; kişinin tam potansiyeline ulaşabilmesi için bir yeteneğini tamamen kullanabilme ihtiyacı.
- Benlik saygısı ihtiyacı
yani iyi bir şeyler yapabiliyor olmak ve bunun kabul görülmesi.İşte bizim yönetmeyi bilmeli olduğumuz bölüm bu son iki bölümdür.
Kaynakça
Business Analysis (2nd Edition)
Debra Paul, Donald Yeates and James Cadle
Ozan TÜRK
İş Analisti
0 yorum:
Yorum Gönder