14 Aralık 2013 Cumartesi

IMPLEMENTING BUSINESS CHANGE (İŞ DEĞİŞİMİNİ UYGULAMA) 1. BÖLÜM

Bu yazı dizisinde, olası bir iş değişikliği yapılırken dikkat edilmesi gerekilen faktörleri inceleyeceğiz.
Değişikliklerin genel karakteristik özelliklerini ve bu değişikliklerden etkilenecek olan her bir bölümü şu sıralamaya göre açıklayacağız;

1.       Yeni sistemin tanıtımı
2.       Değişimin doğası
3.       Değişim ortamı
4.       Dış çevre faktörü
5.       Organizasyon içerisinde değişim
a.       Strateji
b.      Organizasyon yapısı
c.       Kaynakları
d.      Organizasyonun değişim deneyimi
e.      Bireysel etki
6.       İş değişimi yaşam döngüsü
7.       Uyumlu hale getirme
a.       BBS (Balanced Business Scorecard)
8.       Değişimi organizasyon kültürü ile aynı hizaya getirme
9.       Tanımlama
a.       John Kotter’ın sekiz adımı
10.   Dizayn
11.   Uygulama
a.       Öğrenim biçimlerinde dört yön
b.      “Action Learning” yaklaşımı
c.       The Concerns-Based Adoption Model (CBAM)
d.      Ödüllendirme sistemi ve beraberinde getirdiği sorunlar
12.   Gerçekleşme evresi
a.       Avantajları
b.      Değişimin yayılma faktörleri
c.       Sorumluluklar



Yazı dizimizin bu bölümünde ise; Yeni Sistemin Tanıtımı ve Değişimin Doğası başlıklarını ele alacağız.

Yeni Sistemin Tanıtımı

İş süreçleri ve IT sistemlerindeki yenilik sonucunda, birçok belirgin ve kolay ele alınabilir etki ortaya çıkabilir.
Son kullanıcılar ve yeni yeteneklere ihtiyaç duyulabilir. Mevcut çalışanlar ellerinde bulunan eski işlerinin birden bire yok olduğunu görebilirler ve bu yüzden muhtemelen farklı bir lokasyonda yeni roller üstlenmek zorunda kalabilirler. Sadece rollerinin değişimi bile ait oldukları sosyal grup ya da departmanlarda değişikliklere neden olabilir. Artık ihtiyaç duyulmayan bazı elemanlar kızağa çekilirken, yeni yetenekli elemanlar işe alınabilir.
Eski rollerin yerine gelecek ve yeni sorumluluklar alacak olan yeni çalışanları, eskileriyle karşılaştırmada farklı yollara başvurulabilir. Yeni roller üstlenen elemanlar, birden fazla sorumluluk almak zorunda kalabilirler çünkü burada kendileri için tanımlanmış görevler daha geniş bir yelpazeye sahip olabilir. Hatta önceki çalışanlara bırakılmış kararlar için, kendilerinden bir karar vermeleri istenilebilir.
Tüm bunları düşündüğümüzde, eğer iyi bir yönetim biçimi mevcut değilse herhangi bir değişiklik esnasında rahatsız edici unsurlar belirebilir. Bu değişiklikler esansında yeni personelin endişe duyması olağan bir dönemdir ve bu süreç yeni personelin uyum kabiliyetini anlayabilmek açısından önem taşımaktadır. Daha aşırı, yüklü olan süreçlerde değişim direncini sağlayabilmek önemlidir. Böylesi durumlarda, fırsatı olan elemanlar, daha güvenilir gördükleri ya da böyle bir öngörüde bulundukları başka iş yerlerine kayabilir, mevcut işlerini bırakabilirler. 
Değişim girişimlerinin kapsamı ve bileşenleri farklı olabilir. Bu girişimlerinin birçoğu yeni işlemleri ve prosedürleri yürürlüğe koyma ve iş destekli IT sistemlerini içerir. Bu bahsettiğimiz unsurların düzgün ve doğru tanıtımı değişim sürecine bize büyük destek sağlayacaktır. Fakat unutmamalıyız ki tek başına tamamıyla bir başarıyı garanti etmez.
Doğru tanıtım aşamasında en başta insanların değişime nasıl tepki vereceklerini anlamayı başarabilmeliyiz ki burada şu iki sorunun cevabını aramalıyız:

  • İlk olarak insanların verdikleri hangi negatif tepkiyi en aza indirebiliriz?
  • Yeni işlemleri,  prosedürleri ve IT sistemlerini hızlıca ve sorunsuz olarak kendilerine nasıl kabul ettirebiliriz?




Bu soruların cevaplarını bulmayı başardığımızda, değişimi doğru tanıtma ve çalışanların değişimi özümseme aşaması çok daha hızlı biçimlenecektir. Şimdi birazda bahsettiğimiz değişimin doğasına değinelim.

Değişimin Doğası

Değişim, günümüzde daha yaygın ve kolay uygulanabilir bir hal alıyor. Organizasyonların yapıları ve ürün setleri çok daha sık değişiyor

Bu iç değişiklikler, doğal olarak dış dünyadaki değişimler sonucu oluşur. Organizasyonlar, eğer değişim yapmazlarsa ya da devamlı sabit bir durumda dünyadaki değişimleri yok sayarlarsa, kendi piyasalarındaki ya da bulundukları pazardaki rekabet avantajlarının yok olacağını bilirler ya da bilmelidirler.  Geçmişte, işletmeler kayda değer önemli süreçlerde sabit kalabiliyor ve durumların koruyabiliyorlardı. Şimdi ise müşteriler, bireyselleştirilmiş müşteri servisleri tarafından yedeklenen, fonksiyonları devamlı artan, daha kaliteli ürünlere odaklanıyor ve onları arıyorlar.

Yani değişim, müşteri ihtiyaçları ile müşteri ihtiyaçları ise değişimlerle tetikleniyor diyebiliriz.

Sonuç olarak, eğer yeniden yapılandırılmış veya düzenlenmiş değilse, organizasyondaki işlemler yalın ve anlaşılır olmalıdır.
Peki neden?
Bu durum çalışanların, sadece davranışsal ihtiyaçlarını değil, en önemlisi nasıl düşünmeye ihtiyaç duydukları üzerinde etki oluşturur (işte bizim işimiz tam da burada ortaya çıkıyor) ki bu da çalışanların müşteri ye karşı olan tutum ve davranışlarında önemli bir başarı ölçütü olacaktır.

  • Ø  Değişim, uygulaması çok zor bir iştir. Değişim ihtiyacı artmışsa iyi bir yönetime ihtiyaç duyar ki işin yönetim aşaması hayli zordur ve başarı oranı azdır.
  • Ø  İhtiyacı tanımlamak, bilgisayar programlamak gibi mekanik bir süreç değildir.
  • Ø  Kıdemli yönetim,  değişimin nelere ihtiyaç duyduğuna basitçe karar veremez.
  • Ø  Başlangıçta, kıdemli yönetim ihtiyaç duyulan değişikliklerin ayrıntılarını bilemez.
  • Ø  Değişim, alınan geri bildirimler ışığında daha çok izleme ve adaptasyon gerektirir.

Kaynakça
Business Analysis (2nd Edition)
Debra Paul, Donald Yeates and James Cadle
http://www.amazon.co.uk/Business-Analysis-Debra-Paul/dp/1906124612                                                                                              
Ozan TÜRK
İş Analisti

0 yorum:

Yorum Gönder